Çalışmanın amacı, üniversite öğrencilerinin yeme tutumlarını belirlemek ve bu tutumlar ile geştalt temas biçimleri ve yetişkin bağlanma biçimleri arasındaki ilişkileri incelemektir. Ankara ili içerisindeki çeşitli üniversitelerde okumakta olan 438 (234 kadın, 199 erkek) üniversite öğrencisi örneklem grubunu oluşturmuştur. Çalışmada veri toplama aracı olarak Yeme Tutum Testi, Geştalt Temas Biçimleri Ölçeği-Yeniden Düzenlenmiş Formu ve Yakın İlişkilerde Yaşantılar Envanteri kullanılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda, “temas” ve “kendine döndürme” temas biçimlerinin kaygılı bağlanma ile yeme tutumu arasındaki ilişkide tam aracı; kaçınmacı bağlanma ile yeme tutumu arasındaki ilişkide ise kısmi aracı oldukları belirlenmiştir. Başka bir deyişle, bu iki temas biçimi güvensiz bağlanma biçimleri ile yeme tutumları arasındaki ilişkiyi açıklamada aracı rol oynamaktadırlar. Bu araştırma, bağlanma biçimleri ile yeme tutumu arasındaki ilişkilerin geştalt temas biçimleri de göz önünde bulundurularak ele alındığı ilk çalışma olma özelliği taşımaktadır. Bu noktada çalışmanın yeme tutumu ile ilgili literatüre katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Ayrıca, elde edilen bulguların yeme bozukluğu olan hastalarla geştalt terapisi bağlamında çalışılırken kullanılabilecek ipuçları sağladığı da söylenebilir.

The purpose of the study is to determine the eating attitudes of university students and to examine relations between these attitudes and gestalt contact styles and adult attachment styles. Sample group is consisted of 438 university students (234 female, 199 male) from various universities in Ankara. As data collecting tool Eating Attitude Test, Gestalt Contact Styles Scale- Revised Form and Experiences in Close Relationships Inventory were used. As result of statistical analyses it was observed that “contact” and “retroflection” are full mediators between anxious attachment and eating attitude; and partial mediators between avoidant attachment and eating attitude. In other words these two contact styles play mediation roles in explaining the relation between insecure attachment and eating attitudes. This study has the feature of being the first in dealing relations between attachment styles and eating attitudes taking into consideration gestalt contact styles. At this point it is thought that it will contribute to relevant literature of eating attitude. Besides it can be concluded that findings reached during this study can provide hints for the gestalt therapy of patients who have eating disorders.