Ayna Klinik Psikoloji Dergisi; 2015;2(1):13-26
Benlik Farklılıklarına Rogers’ın Danışan Odaklı Terapisi ile Yaklaşım: Vaka Çalışması
D Gürcan
Orta Doğu Teknik Üniversitesi, Ankara
Bireylerin benlikleri arasında yaşadıkları fark uzun zamandır psikoloji biliminin gündeminde olmuştur.
Carl Rogers’ın teorisi de dahil olmak üzere, teoriler genellikle gerçek benlik ile ideal benlik arasındaki
farka odaklanmışlardır. Ancak Higgins, bireylerin üç farklı benlik kavramının olduğunu öne sürmüştür.
Bunlar gerçek benlik, ideal benlik ve zaruri benliktir. Higgins, ayrıca kişinin kendi bakış açısının ya da
kendisi için önemli birinin bakış açısının da benlik kavramının oluşumunda etkili olduğunu belirtmiştir.
Higgins farklılıklar karşısında bireyin farklı olumsuz duygular yaşadığını öne sürmüştür. Rogers ise
benlik farklılıklarının bireylerin çocuklukta koşulsuz olumlu kabul alamamaları sebebiyle oluştuğunu
ve bireyin yaşadığı olumsuz duygularla savunma mekanizmaları yardımıyla başettiğini söylemiştir.
Rogers benliğin gelişiminin çocukluk dönemi ile sınırlı olmadığına inandığı için, terapi ortamında
danışan gerçek, samimi, empatik ve koşulsuz olumlu kabulü yaşayabildiği bir ilişki deneyimleyebilirse,
benlik temsilleri arasındaki farkın azalacağını ve kişinin kendini gerçekleştirme yönünde
ilerleyebileceğini belirtmiştir. Bu makalede, benlik farklılıkları ve Rogers’ın danışan odaklı teorisi
derlenmiş, benlik farklılığı yaşayan bir danışan ile örneklendirilmiştir.
A review of treatment of self discrepancy with Carl Rogers’ client centered therapy: An illustration of a case
Self Discrepancy between different selves has long been the issue of the discipline of
psychology. Theories generally, including Carl Rogers’, mention that people experience
discrepancy between actual self and ideal self. In addition, people who are experiencing
discrepancy between actual and ideal selves, they experience negative emotions. Tory E. Higgins
proposed that there are three different domains of self, which are actual, ideal and ought selves. In
addition, he added the standpoint to these selves as from own self and others’. According to
Higgins, people experience different kinds of negative emotions as dejection related emotions like
dissatisfaction, disappointment and sadness, or agitation related emotions like fear, threat and
edginess when they experience different kinds of discrepancies. Rogers proposed that people
experience this discreapancy because of conditions of worth they encountered in childhood and
they try to cope with these negative emotions with the help of defensive processes. Rogers claimed
that the development of self is not limited to childhood years, so in therapy if the client
experiences a relationship which is congruent, genuine, empathic and has unconditional positive
regard, the client can narrow the gap between the different selves and strive towards self
actualization. In this paper, self discrepancy from the Higgins’ point of view and Rogerian client
centered therapy is reviewed. In addition, a case who experiences self discrepancy was approached
with the Rogerian client centered therapy.